Yazar -Nigar

İTÜ ARI Teknokent’te Ekim Ayında Neler Oldu?

İTÜ ARI Teknokent’ te Ekim Ayında Neler Oldu?

Her ay İTÜ ARI Teknokent’ teki gelişmeleri derlediğimiz “İTÜ ARI Teknokent’te Bu Ay Neler Oldu?” içeriğimiz sizlerle! 2023 Ekim ayında #sosyalteknokentlilerin katılım gösterdiği etkinlikler, seminerler ve çok daha fazlası bu yazımızda. Keyifli okumalar!

4 EKİM – Game Changer Talks | Exit Yapma Sanatı

Ekim ayının ilk haftasında gerçekleşen Game Changers Talks etkinliğimizde exit etmenin inceliklerine odaklandık. Kurulduğundan beri ABD ve Avrupa’daki şirketlere hizmet veren, 2018’de 295 milyon dolara Atlassian’a exit ederek başarı öyküsü yaratan SaaS girişimi OpsGenie’nin kurucu ortağı Berkay Mollamustafaoğlu’nun konuk olduğu etkinliğimizde exit için doğru zamanı ve değerleme konularını dinledik.

Etkinliği kaçıran ya da yeniden izlemek isteyenler için; https://www.youtube.com/watch?v=H_RlmHgejlE

11 EKİM – İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı İTÜ ARI Teknokenti Ziyaret Etti

İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer, İTÜ ARI Teknokent’i ziyaret etti. Genel Müdürümüz Prof. Dr. Attila Dikbaş’ın ev sahipliğinde gerçekleşen bu ziyarette “Yaşam ve Akıllı Şehirler” temasıyla 7-8 Aralık’ta  tarihlerinde gerçekleşecek 7. İstanbul Ekonomi Zirvesi kapsamında görüşme sağlandı.

11 EKİM – İTÜ Çekirdek’te Çeyrek Final Heyecanı

13-14 Aralık’ta Uniq İstanbul’da gerçekleşecek Big Bang Startup Challenge etkinliğimizin heyecanı her geçen gün artmakta. Türkiye’nin en büyük girişimcilik etkinliği öncesinde girişimcilerimiz Çeyrek Finalde farklı alanlarda uzmanlıklara sahip jüri üyelerine sunumlarını gerçekleştirdiler. 170’den fazla girişimi dinlediğimiz 6 günlük maratonun sonunda belirlenen TOP 50 girişim Big Bang sahnesine çıkmaya hak kazandı.

12 EKİM – Game Changers Talks | Ürün – Pazar Uyumu & Stratejik Ortaklıklar

Game Changers Talks serimizin bu yılki son etkinliğinde “Girişimlerde Ürün-Pazar Uyumu ve Stratejik Ortaklıklar” konusuna odaklandık. Ülkemizin önde gelen mobil teknoloji şirketlerinden olan Pozitron’u 2014 yılında 100 milyon dolar karşılığında Monitise’a exit eden sonrasında ise şirketi yeniden satın alarak yolculuğuna devam eden Commencis’in kurucu ortağı Fatih İşbecer’i konuk aldığımız bölümde ürün-pazar uyumunu ve stratejik ortaklıkların önemini konuştuk.

Etkinliği kaçıran ya da yeniden izlemek isteyenler için; https://www.youtube.com/watch?v=04XoT5ZKhNc

13 EKİM – ITU SEED Girişimlerimizin Demo Day’i Gerçekleşti

Yoğun eğitimler, mentorluklar ve B2B iş görüşmeleri ile geçen ITU SEED programımızın Eğitim Sonu Jürisinden başarılı ile geçen 13 girişim, ITU SEED programımıza özel düzenlediğimiz Demo Day’de yatırımcılar ile buluştu.

25 EKİM – Girişimlerimiz ile Birlikte Webrazzi Summit 2023 Etkinliğinde Yer Aldık

Startup lounge iş ortağı olarak girişimlerimizle birlikte Webrazzi Summit 2023 etkinliğinde yer aldık.  11 girişimimizin fiziksel olarak, 15 girişimimizin de online olarak stant açmasını desteklediğimiz etkinlikte, İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürümüz Prof. Dr. Attila Dikbaş “Teknoloji Girişimcilerinin Büyüme Yolculuğu Nasıl Şekillenir?” başlıklı oturumun yönetimini üstlenirken, İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi Direktörümüz Dr. Yunis İsmayıl “Girişimcinin Hikayesi Nerede Başlamalı?” başlıklı oturumda olarak yer aldı.

25 EKİM Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması

  1. kez düzenlenen Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması’nda otomotiv ve mobilite alanında girişimcilerimiz ile pek çok yatırımcıyı bir araya getirdik.

OİB Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu ile İTÜ ARI Teknokent Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörümüz Arzu Eryılmaz’ın açılış konuşmalarıyla başlayan toplantıda, ön elemeyi geçen 19 girişimin sunumu dinlendi. Bu girişimlerden 10’u değerli jüri üyelerinin oylarıyla finalist olmaya hak kazandı.

28 EKİM – Cumhuriyetin 2. Yüzyılına Hazırız

İTÜ ARI Teknokentliler ile birlikte Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere armağan ettiği Cumhuriyet’in yüzüncü yılını 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda marşlar eşliğinde ve coşkuyla karşıladık. Genel Müdürümüz Prof. Dr. Attila Dikbaş, Teknokentli firma ve girişimcilerimizin Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayarak, Teknokentlileri Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları için saygı duruşuna ve ardından İstiklal Marşı’nı okumaya davet etti.

Yapay Zeka Sektörünün %42’sini İTÜ ARI Teknokent Firmaları Oluşturuyor

Türkiye’de yapay zeka ekosistemini geliştirmek ve yapay zeka farkındalığını artırmak amacıyla kurulan “Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi”nin yılın her çeyreğinde hazırladığı TRAI Girişimler Haritası’nın Eylül 2023 güncellemesi geçtiğimiz günlerde yayınlandı.

Yapay zeka girişimleri haritası, Türkiye’deki yapay zeka ekosisteminin güncel durumu, ekosistemdeki gelişimi anlamamızı sağlarken, özel sektör ve yatırımcı ekosistemlerinin de yakından takip ettiği bir araç olarak kullanılıyor. Girişimcilik ekosisteminin geliştiği, yapay zeka çalışmalarının hız kazandığı son yıllarda yapay zeka her sektörü etkilediği için çok çeşitli yatırımlarla destekleniyor. Araştırma projelerinden sivil teşviklere kadar birçok yatırım alanında yapay zeka teknolojisi hızla gelişiyor.

Yayınlanan haritada 12 farklı kategoride yapay zeka girişimleri yer alırken, son dönemde en çok girişimin ‘’yapay görü” alanında hayata geçirilmesi dikkat çekiyor. Toplam 325 yapay zeka girişimin bulunduğu haritada yer alan 137 yapay zeka girişimi İTÜ ARI Teknokent bünyesinde faaliyet gösteriyor. Bu sonuca göre, Türkiye’de yapay zeka sektörünün %42’si İTÜ ARI Teknokent tarafından destekleniyor.

İTÜ ARI Teknokent Yapay Zeka Girişimcilik Ekosistemi’nin Gelişimine Işık Tutuyor

Teknoloji firmalarına ve girişimcilere teknoloji geliştirmeleri ve bu teknolojileri ticarileştirmeleri için uygun ortam ve olanakları sunan İTÜ ARI Teknokent, Türkiye’den ve dünyadan yüksek potansiyelli girişimleri bir araya getirmektedir.

Türkiye’de yapay zeka alanında farkındalığı arttırmak ve sektörün gelişimine katkı sağlamak için önemli bir rol oynayan İTÜ ARI Teknokent’te  faaliyet gösteren yapay zeka girişimlerinden 30’u yapay görü, 19’umakine öğrenmesi, 21’i öngörü ve veri analitiği, 6’sı chatbotlar ve diyalogsal yapay zeka, 12’si doğal dil işleme, 2’si optimizasyon, 2’si robotik süreç otomasyonu, 8’i otonom araçlar, 7’si arama motoru ve arama asistanı, 2’si akıllı platformlar, 2’si de nesnelerin interneti  ve 1’i de üretken yapay zeka üzerine çalışmalar gerçekleştirmektedir.

Türkiye’deki pek çok şirket, yapay zeka tabanlı uygulamalar geliştirmekte ve bu teknolojileri kullanarak müşteri memnuniyetini arttırmak, iş süreçlerini iyileştirmek ve verimliliği arttırmak gibi birçok amaçla kullanmaktadır. Teknokent’ler tarafından desteklenen teknoloji şirketleri sundukları yapay zeka (AI), nesnelerin interneti (IoT) ve diğer otomasyon çözüm ve hizmetleriyle ülke ekonomisine doğrudan ve dolaylı katma değer sağlamaktadır. Söz konusu şirketler geliştirdikleri yazılım, çözüm ve hizmetleri hem Türkiye’deki kurumlara satıyor hem de ihraç ederek ülke ekonomisine destek olmaktadır.

Küresel danışmanlık şirketi McKinsey tarafından yapılan bir çalışmada, üretken yapay zekanın verimliliğe yönelik etkisi aracılığıyla, gelecekte küresel ekonomiye 2,6 trilyon ile 4,4 trilyon dolar arasında katkıda bulunacağı düşünülmektedir. McKinsey, ayrıca yapay zekanın ekonomiye toplam etkisinde %15 ila %50 oranında bir artış görülebileceğini tahmin etmektedir. Polaris araştırma şirketi ise, küresel üretken yapay zeka pazarının 2022’de 10,6 milyar dolar düzeyinden 2032’ye kadar 200,7 milyar dolara ulaşacak şekilde yıllık bileşik %34,2 oranında büyüyeceğini öngörmektedir.

Yapay zeka haritasında yer alan İTÜ ARI Teknokent’li yapay zeka firmaları:

  • Ambeent
  • Apollo Iot
  • Artiwise
  • Bomensoft
  • Bunsar
  • Büyütech
  • Cosure
  • Delivers Ai
  • Divit Teknoloji
  • Eatron
  • Lumnıon
  • Miletos
  • Octo Biyoteknoloji
  • Pıxselect
  • Ravinspect
  • Reengen
  • Robusta
  • Sargetek
  • Solvoyo
  • Tazi Ai
  • Kavaken
  • Artge Teknoloji
  • Tahsilist
  • Tarentum

Yapay zeka haritasında yer alan İTÜ ARI Teknokent’in Kuluçka Merkezi İTÜ Çekirdek’li yapay zeka girişimleri;

  • Academicsight
  • Adapha
  • Agility (Analythinx)
  • Anatolian Technologies
  • Apollon Engine
  • Archmir
  • Arventek
  • Augelab
  • Batarya Zekası
  • Biosciences
  • Bir Bilene Sor Teknoloji
  • Botart
  • Co-one
  • Coredinat
  • CranioCatch
  • Datagram
  • Datasance
  • Deepsport
  • Distant tech
  • Dizzy
  • Emoty AI
  • Enbiosis
  • Event Gates
  • Fetalist
  • Fidauth (Eksi16teknoloji)
  • From Your Eyes
  • Hevi.Ai
  • Intenseye
  • İyimetal
  • Lagom
  • Link Robotics
  • Lisa AI
  • Lugath
  • Magnus (Akıllıfon)
  • Map360
  • Metisbot
  • Myth.Ai
  • NextHorizons
  • Ollang
  • Orbina
  • Öneriver
  • Parxlab
  • Picussoft
  • Pivony
  • Pooly
  • ProcessEye
  • Progin
  • Publins
  • Pulpoar
  • RNV AI
  • Ro Mobılıty
  • Sciencube İş Zekası (Sakusoft)
  • Sfm Yazılım
  • Skysens
  • Solarify
  • Spiky.Ai
  • Sweephy
  • Synthdata
  •   Tuvisai
  • Tytovision
  • Udentify
  • Ulakfin
  • Wask
  • Windlar
  • Wyseye
  • Yeşil Science

Yapay zeka haritasında yer alan İTÜ ARI Teknokent’in İleri Aşama Girişimcilik Merkezi İTÜ Magnet’li yapay zeka girişimleri;

  • Pragmacraft
  • İyimetal
  • Sensemore
  • Syntonym
  • Aigoritma
  • Ravinspect
  • Algopoly
  • Smart Advice
  • Eyedius
  • Counterfake
  • Myth Ai
  • Öneriver

Yapay zeka haritasında yer alan İTÜ ARI Teknokent’in Uluslararası Hızlandırma Programı Innogate’li yapay zeka firmaları:

  • B2Metric
  • Monument Labs
  • Organon Analytics
  • Valensas
  • Virasoft
  • EyeCheckUp
  • Reminis App
  • Jelibot

Kaynakça

https://thenorthlines.com/generative-ai-could-revolutionize-industries-and-societies-generate-4-4-trillion-yearly/

https://turkiye.ai/girisimler/

İTÜ ARI Teknokent’te Eylül Ayında Neler Oldu?

İTÜ ARI Teknokent’ te Eylül Ayında Neler Oldu?

Her ay İTÜ ARI Teknokent’ teki gelişmeleri derlediğimiz “İTÜ ARI Teknokent’te Bu Ay Neler Oldu?” içeriğimiz sizlerle! 2023 Eylül ayında #sosyalteknokentlilerin katılım gösterdiği etkinlikler, seminerler ve çok daha fazlası bu yazımızda. Keyifli okumalar!

7 EYLÜL – İTÜ Çekirdek’te ‘Game Changers Talks’ Serüveni Devam Ediyor

‘Game Changers Talks’ serimizin ilkinde, Insider’ın kurucu ortağı ve CEO’su Hande Çilingir’i “Sıfırdan Başlamak”, ikincisinde ise Vivoo’nun kurucu ortağı ve COO’su Gözde Büyükacaroğlu’nu “All Star Ekip İnşa Etmek” konuları ile misafir ettik. Eylül ayının ilk Game Changers Talks etkinliğinde ise kurucusu olduğu Foriba girişimini 2019 yılında ABD menşeli Sovos’a başarılı şekilde exit eden, aynı zamanda Figopara, Trendbox ve Caretta Robotics girişimlerinin Kurucu Ortağı olan Ahmet Bilgen’i konuk ettik. Ahmet Bilgen’in hikâyesi ile başlayan etkinliğimiz konuklarımızın soru cevapları eşliğinde devam etti.

Etkinliği kaçıran ya da yeniden izlemek isteyenler için: https://l24.im/0balkV

12-20 EYLÜL – İTÜ Çekirdek’te Eğitim Sonu Jürisi Heyecanı Yaşandı

İTÜ Çekirdek 4. Eğitim dönemine kabul alan Ön Kuluçka ve ITU SEED programı girişimlerimiz eğitim döneminin tamamlanmasının ardından, Eğitim Sonu Jürisi’nde sunumlarını yaptılar. Beş gün boyunca süren Eğitim Sonu Jürimizde 130’dan fazla yerli ve yabancı girişimimizin sunumu dinlendi. Eğitim Sonu Jürisi’ni geçen girişimlerimiz bu yıl 13-14 Aralık’ta gerçekleştireceğimiz Big Bang Startup Challenge için hazırlıklarına devam ediyorlar.

13 EYLÜL-Kuluçka Girişimlerimizin Seminerleri Devam Ediyor

2023 Kuluçka programımıza kabul alan girişimlerimize yönelik olarak Eylül ayında “İnovasyon Odaklı Liderlik ve Değişim Yönetimi” semineri gerçekleştirildi.

21 Eylül – Slalom Danışmanlık Şirketi İTÜ ARI Teknokent’i Ziyaret Etti

Orta Doğu ve Türkiye pazarına açılmak isteyen Amerika menşeli danışmanlık şirketi Slalom’un Genel Müdürü Gilbert Wong ve şirket yetkilileri Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi öncülüğünde İTÜ ARI Teknokent’i ziyaret etti. Genel Müdürümüz Prof. Dr. Attila Dikbaş’ın ev sahipliğinde yürütülen ziyaret kapsamında Operasyon ve Proje Geliştirme Direktörümüz Dr. Kutay Güneştepe, İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi Müdürümüz Dr. Yunis İsmayıl çalışmalarımız ve girişimcilik programlarımız hakkında sunum gerçekleştirdiler. İTÜ ARI Teknokent firmaları Cool NFC’nin Kurucusu Cahit Cihat Yıldırım ve eTaşın’ın Kurucusu Kadir Nezih Elgün ve firmaları hakkında bilgilendirme yaptılar.

22 Eylül- Bolu Valiliği Öncülüğünde Bolu Teknopark ve İTÜ ARI Teknokent İş Birliği Ziyareti

Gerçekleştirildi Sayın Bolu Valisi Erhan Kılıç, Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, Bolu İzzet Baysal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Coşkun Karaca, Bolu Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa İmren, Bolu Ticaret Odası Y. K. Başkanı Abdullah Alemdar ve beraberindeki 10 kişilik heyet İTÜ ARI Teknokent’i ziyaret etti. Ziyarete ev sahipliği yapan İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürümüz Prof. Dr. Attila Dikbaş, Teknoparkımız hakkında bilgi vererek deneyim aktarımında bulundu. Ziyaret esnasında; Operasyon ve Proje Geliştirme Direktörümüz Dr. Kutay Güneştepe, İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi Müdürümüz Dr. Yunis İsmayıl, ARI TTO Genel Koordinatörümüz Serdar Çalış ve Mali İşler Direktörümüz Serap Demirhas güncel çalışmalarımız ve girişimcilik programlarımız hakkında sunum gerçekleştirdiler. Toplantı kapsamında, İTÜ ARI Teknokent ve Bolu Teknokent arasındaki etkileşimin artırılması ve olası iş birliklerinin yaratılması için yapılabilecek özgün faaliyetler üzerine görüşmeler gerçekleşti.

28 Eylül – Genel Müdürümüz Prof. Dr. Attila Dikbaş İstanbul Ekonomi Zirvesi’ne Katılım Sağladı

İstanbul Ekonomi Zirvesi, Berlin Büyükelçiliği himayesi ve Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası iş birliği ile Berlin’de gerçekleştirildi. Bu yıl 'Avrupalı Şirketler İçin Türkiye’deki Yatırım Fırsatları’ temasıyla düzenlenen etkinliğe Genel Müdürümüz Prof. Dr. Attila Dikbaş katıldı. Zirve kapsamında düzenlenen, Avrupa Yeşil Mutabakatı Sürdürülebilir Stratejisi Paneli’nde yer alan Genel Müdürümüz Prof. Dr. Attila Dikbaş; Yeşil Ekonomi = Yeşil Girişim kavramına değinerek, 2050 yılına kadar hedeflenen ‘0 Karbon Emisyonu’na ancak yeşil teknolojileri destekleyerek ulaşabileceğimizi belirtti.

29 Eylül – Karelia Cumhuriyeti İnovasyon Başkanı İTÜ ARI Teknokent’i Ziyaret Etti

Rusya Federasyonu’na Bağlı Karelia Cumhuriyeti Ekonomik Kalkınma Bakanı Oleg Yermolaev, Karelya Cumhuriyeti Ekonomik Kalkınma Bakanlığı Yatırım, İnovasyon Politikası, İdari Reform ve Uluslararası İşbirliği Bölümü Başkanı Aleksey Tsvetko ve Karelia Cumhuriyeti Bilişim ve Robotik Derneği Başkanı Boris Valit, Türkiye'de teknoloji ve girişimcilik ekosistemi hakkında bilgi almak üzere İTÜ ARI Teknokent’e ziyaret gerçekleştirdiler. Ziyaret kapsamında; Girişimcilik Programları Koordinatörümüz Arzu Eryılmaz, İTÜ ARI Teknokent’in kuluçka merkezi İTÜ Çekirdek’in girişimcilik ekosistemine katkıları ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

29 Eylül-Online Elevator Pitch Day Etkinliği Düzenlendi

Daha önce fiziksel olarak gerçekleştirdiğimiz ve girişimcilerimizin 1 dakika içinde girişimlerini anlatmalarını istediğimiz Elevator Pitch etkinliğimiz, tüm girişimcilerimizi kapsayabilmemiz amacıyla bul defa online olarak düzenlendi.

Aalto Üniversitesi’nde Araştırmacılar Virüs Parçacıklarını Biyomühendislikle Yenilemeyi Başardı

Aalto Üniversitesi’nden Iris Seitz liderliğindeki bir grup biyomühendis, viral protein yapı taşlarını DNA şablonlarıyla entegre ederek virüs partiküllerinin boyutunu ve şeklini etkileyen bir yöntem keşfettiler. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular, aşı geliştirme ve insan vücudunda dahili ilaç taşıma uygulamaları için umut vaat eder nitelikteydi

Bir virüsün koruyucu dış katmanları olan virüs kapsit proteinleri (birkaç tip proteinden oluşan kılıf), tam olarak şekillendirilmiş protein düzenekleri oluşturmak için kullanılabiliyor. Bununla birlikte, bu yapıların şekilleri ve geometrik konfigürasyonları ise büyük ölçüde spesifik virüs türüne bağlı bulunuyor. Orijinal viral yapıdan bağımsız olarak bu düzenekleri yeniden programlama potansiyeli hem ilaç dağıtım sistemleri hem de aşı geliştirme için heyecan verici olanaklar sunuyor. Aalto Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı bu zorluğu, kapsit proteinlerinin oluşabileceği bir ’yapılandırılmış genom’ (organizmanın DNA molekülleri) şablonu oluşturarak çözüme kavuşturdu. Esnek genomun istenmeyen şekillere yol açabilecek herhangi bir potansiyel deformasyonunu önlemek için katı DNA origami yapıları kullandılar.

Çalışmadaki stratejilerinin, DNA nanoyapılarının negatif yükü ile kapsit proteinlerinin pozitif yüklü alanı arasındaki elektrostatik etkileşimler ve ayrık proteinler arasındaki içsel etkileşimler etrafında şekillendiğini ifade eden çalışmanın başyazarı ve doktora öğrencisi Iris Seitz, kullanılan protein miktarını değiştirerek, DNA origamisini kapsayan yüksek düzene sahip protein katmanlarının sayısını ayarlayabildiklerini söyledi. Tek proteinli alt birim kapsitlerin DNA orijinli (başlangıç) polimorfizmini (çeşitlilik) göstererek modüler bir yaklaşım ortaya koyduklarını belirten Seits, “Kapsit içinde verimli bir şekilde kapsüllenen kullanıcı tanımlı DNA origami nanoyapılarını, bağlanma ve montaj platformları şeklinde kullanarak kapsit şekli, boyutu ve topolojisi üzerinde kontrol elde ediyoruz. Ayrıca, elde edilen viral kapsit kaplamaları, kapsüllenmiş DNA origamisini bozulmaya karşı koruma potansiyeline sahip. Bunun yanı sıra yaklaşımımız tek bir kapsomer (kapsitin bir alt birimi) türüyle sınırlı değil ve yeni nesil kargo koruma ve hedef belirleme stratejilerinin önünü açmak için RNA-DNA origami yapılarına da uygulanabiliyor” açıklamalarında bulundu.

Kaynak: https://www.synbiobeta.com/read/virus-particles-get-a-bioengineered-makeover

Ames Ulusal Laboratuvarı Araştırmacıları Yeni Manyetik Malzemeler Bulmak için Yapay Zekayı Kullanıyor

Ames Ulusal Laboratuvarı’ndan Yaroslav Mudryk liderliğindeki bir grup bilim insanı, kritik element içermeyen kalıcı mıknatıs malzemeleri keşfetmek için yeni bir makine öğrenimi modeli geliştirdi. Yeni malzeme kombinasyonlarının Curie sıcaklığını (demir, nikel, kobalt gibi manyetik malzemelerin özelliğini kaybettiği sıcaklık) tahmin eden model, termodinamik olarak kararlı nadir toprak malzemelerini keşfetmeye yardımcı oluyor.

Günümüzde yüksek performanslı mıknatıslar, rüzgar enerjisi ve verilerin depolanması gibi teknolojiler için gereklidir ve bu mıknatıslar, kobalt kritik elementlerinin yanı sıra neodim ve disprosyum nadir toprak elementlerini içerir. Yüksek oranda talep edilen bu malzemelerin ulaşılabilirliği ise oldukça sınırlıdır. Bu durum, araştırmacıları kritik malzemeleri azaltılmış yeni manyetik malzemeler tasarlamanın yollarını bulmaya teşvik etti; Yaroslav Mudryk ve ekibi de kritik elementler gerektirmeyen yeni kalıcı mıknatıs malzemeleri bulmak için bir makine öğrenme modeli geliştirdiler. Yeni materyaller keşfetmek zorlu bir faaliyettir çünkü arama geleneksel olarak pahalı ve zaman alıcı olan deneylere dayanmaktadır.

Geliştirilen model sayesinde manyetizmayı korumada çok önemli olan potansiyel malzemelerin Curie sıcaklığını tahmin etmek için makine öğrenimini kullanıldı ve potansiyel olarak zaman ve kaynak tasarrufu sağlandı. Modeli seryum, zirkonyum ve demir gibi bileşikler üzerinde test eden ekip, Curie sıcaklıklarını tahmin etmede başarılı olduklarını ve yeni kalıcı mıknatıslar tasarlamaya yönelik önemli bir adım attıklarını gördüler. Bu başarı, gelecekteki teknolojik uygulamalar için yeni kalıcı mıknatıslar yaratmada önemli bir ilk adım oldu.

Modeli test etmek için, seryum, zirkonyum ve demir bazlı bileşikler kullanılması fikrini öneren ekip üyesi Andriy Palasyuk; yeryüzünde bol miktarda bulunan elementlere dayanan bilinmeyen mıknatıs malzemelerine odaklanmalarını istemişti. Palasyuk, “Bir sonraki süper mıknatıs sadece performansta mükemmel olmamalı, aynı zamanda bol miktarda yerli bileşene de dayanmalıdır” önerisiyle çalışmaların hız kesmeden devam edeceği mesajını verdi.

Kaynak: https://phys.org/news/2023-09-ai-magnetic-materials-critical-elements.html

Tokyo Tech Araştırmacıları Yapay Fotosentezin Kapısını Araladı

Tokyo Teknoloji Enstitüsünde çalışan Profesör Takafumi Ueno liderliğinde gerçekleşen çığır açıcı bir çalışmada araştırmacılar, olağanüstü katalitik özelliklere sahip hibrit katı katalizörler oluşturmak için hücre içi mühendisliğin gücünden yararlandı. Protein kristallerinden türetilen bu katalizörler, yapay fotosentez için büyük umut vaat ediyor ve sürdürülebilir enerji üretimi için potansiyel çözümler sunuyor.

Protein kristalleri, normal kristaller gibi çeşitli özelliklere ve büyük bir özelleştirme potansiyeline sahip iyi düzenlenmiş moleküler yapılar olarak dikkat çekiyor. Onları diğerlerinden ayıran şey, hücresel malzemelerden kendiliğinden bir araya gelme konusundaki doğal yetenekleri, bu da sentez maliyetlerini ve çevresel etkiyi önemli ölçüde azaltıyor.

Bununla birlikte, mevcut metodolojiler bu kristallere yalnızca küçük moleküllerin ve temel proteinlerin bağlanmasını sınırlayarak, enzim immobilizasyonu alanında kullanılmamış büyük bir potansiyel bırakıyor. Bu sınırlamayı gidermek için Profesör Takafumi Ueno liderliğindeki Tokyo Tech araştırma ekibi, yapay fotosenteze yönelik hibrit katı katalizörler üretmek için hücre içi mühendisliği basit bir in vitro(laboratuvar ortamında ya da yapay koşullarda) işlemle birleştiren yenilikçi bir strateji tasarladı.

Bu çığır açan katalizörlerin temeli, ipek böceklerini enfekte eden bir virüsten elde edilen bir protein monomerinde yatmaktadır. Araştırmacılar, bu proteinden sorumlu geni Escherichia coli bakterisine dahil ederek , N-terminal a-sarmal (H1) etkileşimleri yoluyla kendiliğinden stabil çokyüzlü kristallere (PhC’ler) dönüşen trimerlerin oluşumunu teşvik etti. Ekip daha sonra mayadan alınan format dehidrojenaz (FDH) geninin değiştirilmiş bir versiyonunu sunarak bunu bir adım daha ileri götürdü ve H1 terminallerine sahip FDH enzimlerinin üretimine yol açtı. Bu da bakteri hücrelerinde dikkate değer hibrid H1-FDH@PhC kristallerinin ortaya çıkmasına neden oldu.

Araştırmacılar, sonikasyon ve gradyan santrifüjlemeyi içeren ustaca bir ekstraksiyon süreci aracılığıyla hibrit kristalleri E. coli bakterisinden başarıyla aldı. Bir sonraki adım, kristallerin yapay bir ışığa duyarlılaştırıcı olan eozin Y (EY) içeren bir çözeltiye batırılmasını içeriyordu. EY moleküllerini barındırabilen merkezi bir kanalla donatılmış genetiği değiştirilmiş protein monomerleri, EY’nin hibrit kristallere stabil bağlanmasını kolaylaştırarak önemli miktarlarda kompleks elde edilmesini sağladı.

Başarılı bir şekilde ilerletilen sürecin sonucunda araştırma  ekibi, fotosentezi taklit ederek ışığa maruz kaldığında karbondioksiti (CO2) formata (HCOO-) dönüştürebilen oldukça aktif, geri dönüştürülebilir ve termal olarak kararlı EY-H1-FDH@PhC katalizörleri üretmeyi başardı. Sürecin tamamı ele alındığında ise yapılan bu çalışma, biyomühendisliğin karmaşık işlevsel malzemelerin sentezini kolaylaştırma potansiyelini ortaya koydu.

Araştırma ayrıca, sürdürülebilir enerji üretiminin ve çevresel etkinin azaltılmasının önünü açabilecek yenilikçi çözümler sunarak daha yeşil bir gelecek için umut vaat ediyor.

Kaynak: https://phys.org/news/2023-07-artificial-photosynthesis-protein-crystals-bacteria.html

Penn State Araştırmacıları Yapay Kasları Esnetmeyi Başardı

Penn State liderliğindeki uluslararası araştırmacılar, Amerika Birleşik Devletleri Enerji Bakanlığı’nın da desteklediği çalışma kapsamında ferroelektrik polimer geliştirerek elektrik enerjisini verimli bir biçimde mekanik gerilime dönüştürdü.

Elektrik enerjisini mekanik gerinimlere dönüştürmede son derece iyi olan yeni bir ferroelektrik polimer türü, tıbbi cihazlarda, gelişmiş robotlarda ve hassas konumlandırma sistemlerinde uygulamalar için büyük potansiyele sahip yüksek performanslı bir hareket kontrolörü veya “aktüatör” olarak umut vaat ediyor.

Cisimlerin uygulanan dış kuvvetlere karşı nasıl şekil değiştirdiği ve tepki gösterdiği anlamına gelen mekanik gerilme, elektrik enerjisi benzeri uygulanan harici bir kuvvetle değişecek veya deforme olacak herhangi bir malzeme olan aktüatör için önemli bir özelliktir. Aktüatör malzemeleri  aslında  serttir fakat ferroelektrik polimerler gibi yumuşak aktüatörler daha yüksek esneklik ve çevresel uyuma sahiptir.Araştırma sayesinde gelişmiş gerinim performansı ve mekanik enerji yoğunluğuna sahip yumuşak aktüatörlerin geliştirilmesi için umut verici bir sonuca ulaşıldı. Çünkü yumuşak aktüatörler güç ve esneklikleri sayesinde özellikle robotik araştırmacılarının ilgisini çeken bir madde olarak tercih ediliyor. Potansiyel olarak artık yapay kas olarak adlandırılan bir tür yumuşak robotiğe sahip olunabilmesi, insan kasına yakın bir malzeme olarak kullanılmasına olanak tanıyacak.

Bununla birlikte, bu malzemelerin vaatlerini yerine getirebilmeleri için aşılması gereken birkaç engel bulunmakta  ancak çalışmada bu engellere potansiyel çözümler önerilmektedir.  Ferroelektrikler, harici bir elektrik yükü uygulandığında ve malzemelerdeki pozitif ve negatif yükler farklı kutuplara yöneldiğinde kendiliğinden elektrik polarizasyonu gösteren bir malzeme sınıfıdır. Faz geçişi sırasında bu malzemelerdeki gerilim, elektrik enerjisinin mekanik enerjiye dönüştürülmesi gibi özellikleri tamamen değiştirebilir ve aktüatörler olarak kullanışlı hale getirebilir. Penn State Malzeme bilimi ve Mühendisliği Profesörü Qing Wang’e göre; ‘’Potansiyel olarak artık yapay kas olarak adlandırdığımız bir tür yumuşak robotiğe sahip olabiliriz.’’ Ancak yine de araştırmacılar, birkaç adımın daha kaldığı görüşündeler.

 

Kaynak: https://scitechdaily.com/artificial-muscles-flex-for-the-first-time-ferroelectric-polymer-innovation-in-robotics/?expand_article=1

Ulusal Oşinografi Merkezi’nde Yürütülen Çalışmaya Göre İklim Değişikliği, Okyanusların Renginde Değişime Yol Açıyor

Southampton’daki Ulusal Oşinografi Merkezi’nde çalışmalarını yürüten B.B. Cael liderliğindeki ekip, 20 yıllık uydu gözlemlerinin analiz edildiği araştırma kapsamında; küresel ısınma kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle okyanusların zaman içinde renginin daha yeşil hale geldiğini doğruladı. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin okyanusların en önemli bileşenlerinden biri olan ve fitoplankton adı verilen küçük deniz organizmalarını bozarak denizlerin renk paletini değiştirdiğine dair ilk net kanıtı sunan keşif, denizlerin korunması ve yönetilmesi konusunda bilgi sundu.

Fosil yakıt tüketiminin neden olduğu iklim değişikliği ve küresel ısınma, okyanusları da ciddi ölçüde etkilemeye başladı. Dünya genelinde deniz seviyelerinin yükselmesi, kasırgaların daha sık ve şiddetli hale gelmesi, kutup bölgesindeki buzulların erime hızının artması pek çok canlının yaşam alanlarının daralmasına sebep oldu. Özellikle son 20 yılda okyanusların yarısından fazlasının renginin yeşile döndüğü ise bilim insanlarının iklim kriziyle ilgili yaptığı bir araştırma sonucunda ortaya koyuldu.

Bilim insanları, iklim değişikliğinin uzun süredir yüzeye yakın yaşayan ve besin ağının temelini oluşturan fitoplanktonları rahatsız ettiğini ve bunun bir sonucu olarak da okyanusların renk değiştirdiğini tahmin ediyordu. Nitekim okyanus gözlem uyduları deniz klorofilindeki değişimleri görüyordu fakat fitoplankton aktivitesinde yıldan yıla görülen büyük farklılıklar nedeniyle bu renk değişimine dair bir veri elde etmek zordu ve sürecin birkaç on yıllık klorofil gözlemiyle gerçekleştirileceği öne sürülüyordu.

Sonuç olarak, NASA’nın 2002 yılında fırlattığı Aqua uydusundan gelen “uzaktan algılama yansıması” olarak adlandırılan gözlemler analiz edilerek araştırmanın sonuçlarına ulaşıldı.Ekip, Temmuz 2002’den Haziran 2022’ye kadarki süreç içinde okyanusların MODIS-Aqua çoklu spektral gözlemlerini inceledi. Bu süre zarfında okyanusların yüzde 56’sında, çoğunlukla ekvatorun 40° içindeki tropikal bölgelerde, fitoplankton üretimindeki doğal yıllık varyasyonlarla açıklanamayan önemli renk değişiklikleri olduğunu ortaya koydu.

Kaynak: https://www.vice.com/en/article/3aka3b/youre-not-imagining-it-the-ocean-has-changed-color-over-20-years-study-determines?utm_source=substack&utm_medium=email

MIT Mühendisleri Beyin ve Sindirim Sistemi Arasındaki Bağlantıyı Ortaya Koyacak Yeni Bir Teknoloji Geliştirdi

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) mühendisleri, beyin ve sindirim sistemi arasındaki iletişim ağını ortaya koymak adına yeni bir teknoloji geliştirdi. Yapılan araştırma doğrultusunda çeşitli alıcılar ve optogenetik uyarılar oluşturan ışık kaynakları içeren fiber kablolar kullanan ekip, bağırsak ve beyin arasındaki sinir devrelerini kontrol edebildiklerini gösterdi.

Beyin ve sindirim sistemi, arasındaki iletişimi sürdürmeye devam ederken beslenme ve diğer davranışları kontrol etmeye yardımcı olan sinyalleri de iletir. Kapsamı oldukça geniş olan bu iletişim ağı aynı zamanda kişinin ruhsal durumunu da etkilerken birçok nörolojik rahatsızlıkla ilişkilidir. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü mühendisleri de birbiriyle son derece ilişkili bu bağlantıları incelemek için yeni bir teknoloji tasarladı. Bu teknoloji, sindirim sağlığı ile otizm ve Parkinson gibi nörolojik bozukluklar arasındaki ilişkileri araştırmak için yeni olanaklar ortaya koydu.

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü araştırmacıları gerçekleştirdikleri araştırmanın sonucunda vücudun farklı bölgelerine uyum sağlayarak çeşitli işlevleri yerine getirecek esnek fiber kabloları geliştirdi. Araştırmacılar; sıcaklık sensörleri, elektrotlar, optogenetik uyarı için mikro boyutta ışık kaynakları ve ilaç aktarımı için mikro boyutta kanallar eklenilebilmesine izin veren bir teknik kullanılarak esnek fiber kablo teknolojisi elde etti

Araştırmacılar fiber kablo ve harici kontrol teknolojisi sayesinde ilerleyen süreçte hastalara daha az iç müdahale gerektiren tedaviler geliştirmeyi planlarken; otizm ve hassas bağırsak sendromu için de bağırsak-beyin ilişkisi etrafında çevresel iletişim ağına müdahale ederek tedavi yöntemleri bulmayı hedefliyor.

Kaynak: https://scitechdaily.com/mits-new-technology-can-probe-the-neural-circuits-that-influence-hunger-mood-and-diseases/

Türk Fizikçi Furkan Öztürk, 175 Yıl Sonra Yaşamın Başlangıcına Işık Tuttu

Türk fizikçi Furkan Öztürk, yaşamın nasıl başladığına dair Louis Pasteur’ün 1848’de ortaya attığı soruya güçlü bir cevap sundu. Araştırmacılar tarafından yapılan çalışmalar sonucunda üç yeni makalede öne sürülen anlayışa göre yaşam için gerekli olan bazı moleküllerin tıpkı sol ve sağ ellerimiz gibi ayna görüntüsü formlarında var olduğu ortaya koyuldu.

Harvard Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olarak çalışmalarını sürdüren 26 yaşındaki Türk bilim insanı Furkan Öztürk, araştırma ekibiyle birlikte yaptığı çalışma sonucunda Fransız kimyager Louis Pasteur’ün bundan 175 yıl önce ortaya koyduğu ve bugün dahi biyolojinin en merak edilen gizemleri arasında yer alan bir konuyu açıklığa kavuşturdu. Pasteur, 1848 yılında yaşam için olmazsa olmaz bazı moleküllerin tıpkı sol ve sağ ellerimiz gibi ayna görüntüsü formlarında var olduğunu keşfederken bugün ise biyoloji, bu “kiral” formlardan yalnızca birini seçtiğini ortaya koyuyordu. Yani DNA, RNA ve bunların yapı taşlarının tümü sağ elliyken, amino asitler ve proteinlerin tümü solaktı. Bu seçiciliği veya “homokiralliği” gören Pasteur, manyetik alanların bunu açıklayabileceğini düşünse de konunun açıklığa kavuşması Türk fizikçi tarafından gerçekleşti.

Araştırmacıların çalışmaları sonucunda ortaya konan üç yeni makalede erken dünyada yaygın olan manyetik minerallerin, ayna görüntüsüne sahip kilit biyomoleküllerin yüzeylerinde yalnızca bir tarafa biriktiği ortaya koyuldu. Mevcut durum aynı formun devam etmesi noktasında da olumlu bir geri bildirim başlatmış olurken bu keşif sayesinde dünyada yaşamın nasıl başlayıp hangi şartlarda sürdüğüne dair de bilim dünyasının aydınlatamadığı sorulara yanıt getirme konusunda kritik görev üstlendi.

Furkan Öztürk ve meslektaşlarının yaptıkları araştırmalar sonucunda yaşamın oluşmasında temel görev üstlenen moleküllerin davranış biçimi hakkında keşif gerçekleştirirken Öztürk konuyu, “Yaşamı oluşturan temel moleküller, şekerler, aminoasitler, DNA, RNA gibi moleküller, iki şekilli sarmallar halinde bulunabiliyorlar. Ancak yaşam bir şekilde bu simetriye sahip çiftlerden sadece bir tanesini kullanmayı tercih ediyor. Yani yaşam aslında kimyada olan bir simetriyi kırıyor. Yaptığımız çalışmaya kadar ise bu simetrinin neden kırıldığı bilinemiyordu” şeklinde açıklıyor.

Kaynak: https://www.science.org/content/article/breakthrough-could-explain-why-life-molecules-are-left-or-right-handed