Kimlik kartları ve kredi kartlarıyla dolu kabarık cüzdanlar artık tarihe karışırken; bunların yerini deri altına enjekte edilen pirinç tanesi büyüklüğündeki çipler alıyor. İsveç’te 4 binden fazla vatandaş, bu çipler sayesinde kimliklerini, kredi kartlarını ve anahtarını artık ceplerinde değil ellerinde taşıyor.
Günlük hayatta en çok kullanılan kimlik, kredi kartı ve bilet gibi eşyalar artık cüzdanlarda değil, çeşitli yollarla deri altına enjekte edilen pirinç tanesi büyüklüğünde çiplerde taşınıyor. Bu teknolojiye öncülük eden ülkelerden İsveç’te 4 binden fazla kişi, bu çipleri kullanarak kimlik kartı, tren bileti ya da anahtarı derilerinde taşıyor. Yüksek teknoloji ürünü fütüristik bu çipler, temassız alışveriş yapıyor, kapı açıyor veya tren bileti olarak kullanılabiliyor. Özellikle demir yollarında bu çipler vasıtasıyla yolcular bilet okutmak yerine bedenlerindeki çipleri taratarak yolculuk edebiliyor. Üstelik nakit ve kredi kartlarını gereksiz kılan, dolayısıyla da teması önleyen teknolojinin koronavirüsün bulaşma riskini de büyük ölçüde azalttığı düşünülüyor.
Deri altına çip yerleştiren şirket Biohax International CEO’su Jovan Österlund, teknolojinin yeni olmasına rağmen, kullanımının önemli şekilde artığını söyleyerek, “Bu teknoloji anahtarların, banka kartlarının yerini alabilecek ve sağlık amaçlı kullanabilecek. Her ne kadar vatandaşlar şu ana kadar bu teknolojiye tam olarak ayak uyduramasa da 2018’de başlayan teknolojiye ilgi giderek artıyor” diyor.
Bununla birlikte çip teknolojisine eğilim, İsveç’in nakit kullanımının oldukça azaldığı bir döneme denk geliyor. Zira günümüzde banknotlar ve madeni paralar İsveç ekonomisinin sadece yüzde 1’ini oluşturuyor.
Kaynak: