Elde taşınan sanal gerçeklik kontrol cihazları tarihe karışıyor. Artık bir gülümseme, kaş çatma veya çene sıkma gibi farklı yüz ifadeleri, nesneleri hareket ettirmek için yeterli olacak. Farklı ülkelerdeki uzmanlardan oluşan bir araştırma ekibi, el kumandası veya dokunmatik yüzey olmaksızın sanal gerçeklik ortamında nesneleri manipüle etmek için bir kişinin ifadesini kullandı ve yüz tanıma teknolojisini bir sonraki seviyeye taşıdı.
Yüz tanıma teknolojileri, son yıllarda büyük bir ilerleme kaydetti. Artık, yüzümüz akıllı bir telefonun kilidini açabiliyor, güvenli bir binaya erişim sağlayabiliyor ve havaalanlarında pasaport kontrolünü hızlandırarak kimliğimizi birçok işlem için doğrulayabiliyor. Avustralya, Yeni Zelanda ve Hindistan’dan uluslararası bir araştırma ekibi, son çalışmalarıyla yüz tanıma teknolojisini bir sonraki seviyeye taşıdı. Buna göre araştırmacılar, bir el kumandası veya dokunmatik yüzey kullanmadan sanal gerçeklik ortamında nesneleri hareket ettirmek için bir kişinin ifadesini kullanmayı başardı.
Farklı yüz ifadelerini tanımak için tasarlandı
Queensland Üniversitesi tarafından yürütülen çalışmada, uzmanlar, bir kişinin gülümsemesini, kaşlarını çatmasını ve sıkılmış çenesini yakalamak için nöral işleme tekniklerini baz alarak her bir ifadeyi sanal gerçeklik ortamlarında belirli eylemleri tetiklemek için kullandı. Queensland Üniversitesi’nden araştırmacı Dr. Arindam Dey, bu çalışmanın birincil motivasyonunun meta veriyi daha erişilebilir ve kapsayıcı hale getirmek olduğunu söyleyerek “Aynı zamanda yüz ifadeleri de sanal ortamlarda öpüşme, hava üfleme gibi etkileşimleri şimdikinden daha gerçekçi bir şekilde sağlamak için kullanılabiliyor” şeklinde konuştu.
Deneye katılan araştırmacılardan biri olan Güney Avustralya Üniversitesi’nden Profesör Mark Billinghurst ise sistemin bir EEG (Elektroensefalografi) kulaklığı aracılığıyla farklı yüz ifadelerini tanımak için tasarlandığını ifade etti. Prof. Billinghurst’e göre “taşı” komutunu tetiklemek için bir gülümseme; bu eylemleri gerçekleştiren bir el kumandası yerine de “dur” komutu için bir kaş çatma ve “eylem” komutu için bir çene kenetleme kullanıldı. Böylece araştırmacılar; öfke, mutluluk ve şaşkınlık gibi yaygın yüz ifadelerini yakalıyor ve sanal gerçeklik ortamında uyguluyor.
VR’da yüz ifadelerine güvenmek beyin için zor
Çalışma kapsamında “mutlu”, “tarafsız” ve “korkutucu” olmak üzere üç sanal ortam tasarlandı ve her bir senaryo uygulamaya konulduğunda her kişinin bilişsel ve fizyolojik durumunu ölçüldü. Üç evrensel yüz ifadesini (gülümseme, kaşlarını çatma ve çene sıkma) yeniden yaratarak, ortamdaki değişikliklerin duygusal ve fizyolojik tepkilere dayalı olarak üç ifadeden birini tetikleyip tetiklemediğini incelendi.
Prof. Billinghurst, genel olarak daha sezgisel bir yöntem oldukları için el kumandalarının yüz ifadelerinden daha iyi performans göstermesini beklediklerini belirterek “Bununla birlikte insanlar yüz ifadeleri tarafından kontrol edilen VR (sanal gerçeklik) deneyimlerine daha fazla dalmış hissettiklerini belirttiler. Bir VR ortamında yüz ifadelerine güvenmek beyin için zor bir iş ancak kullanıcılara daha gerçekçi bir deneyim sunuyor. Umarım, birkaç adım ilerleme ile onu kullanıcı dostu hale getirebiliriz” dedi.
Engelli kişiler için de kullanılabilecek
Uzmanlara göre bu teknik, VR’ı kullanmak için yeni bir yol yaratıyor ama bunun da ötesinde amputeler ve motor nöron hastalığı olanlar da dahil olmak üzere engelli kişilerin VR’da eller serbest olarak etkileşime girmesine izin vermesini sağlıyor. Böylece tamamen engelli insanlar için tasarlanmış kontrol cihazlarını kullanmaya gerek kalmayacağı düşünülüyor.
Kaynak: https://techxplore.com/news/2022-02-facial-recognition-virtual-reality.html