Etiket - facebook

Birileri Bizi Dinliyor!

Sık sık gündeme gelir teknoloji firmalarının kullanıcılarının kişisel bilgilerini deşifre etmesi… Daha önce Microsoft, Google, Apple ve Amazon dijital asistanlarını geliştirmek için kullanıcılarını dinlediklerini açıklamıştı. Şimdi bu kervana Facebook da katıldı ve şirket yükleniciler aracılığıyla kullanıcıların sesli sohbetlerini dinlediğini itiraf etmek zorunda kaldı.

Kimi zaman medyaya yansır dev teknoloji şirketlerinin kullanıcılarının konuşmalarını dinlediği ve kişisel bilgilerin gizliliğini ihlal ettiğine dair haberler… Şirketler bazen bu haberleri yalanlar, bazen de kanıtlar o kadar sağlam olur ki bu iddiaları kabul etmek zorunda kalır. Şimdi benzer bir süreç Facebook için yaşanıyor ve şirket yeni bir etik tartışmanın tam ortasında… Buna göre sosyal medya devi Facebook, kendi yazışma programı olan Messenger üzerinden yapılan konuşmaları dışarıdan anlaşmalı insanlara dinleterek bu konuşmaları yazıya döktürmüş. Bu iddiaları ortaya atan ise, işi yapan ve işini kaybetme korkusuyla kimliğini gizleyen çalışanlar… İnsanların Messenger üzerinden yaptığı Facebook görüşmelerini dinleyen kişiler, Facebook’un bu görüşmeleri neden yazıya döktüğünü bilmediklerini belirtiyor. Aynı zamanda çalışanların konuşmaların nerede kaydedildiği ya da nasıl alındığı konusunda da fikri bulunmuyor.

Kullanıcılar izin vermiş!

Bu açıklamanın ardından Facebook, kullanıcıların ses dosyalarını yazıya döktüğünü kabul etmek zorunda kaldı ve basına bir açıklama yaparak “Apple ve Google gibi biz de ses dosyaları üzerindeki insan denetimlerini bir haftadan daha uzun bir süre önce bıraktık” dedi. Şirkete göre bu durumdan etkilenen kullanıcılar, Facebook Messenger uygulamasında ses dosyalarının yazıya dökülmesi işlemini kabul eden kişiler ve söz konusu ekip de sadece Facebook’un yapay zekasının mesajları doğru bir şekilde yazıya döküp dökmediğini incelemiş.

Facebook’un gerekçesi inandırıcı değil mi?

Daha önce de Apple, Amazon ve Google gibi teknoloji şirketlerinin yapay zeka asistanlarını geliştirmek için ses kayıtlarını dinlediği ortaya çıkmıştı. Her ne kadar bu şirketler söz konusu girişimle etik bir tartışmanın kapılarını aralamış olsalar dahi kimilerine göre ise bu durum teknolojinin gelişmesi için atılması gereken adımlar arasında yer alıyor. Öte yandan Facebook’un dinleme krizini bu tartışmanın dışında tutanlar da bulunuyor. Buna göre Facebook’un 2018’den beri bir yapay zeka asistanı üzerinde çalıştığı biliniyor ama henüz bir yapay zeka asistanına sahip değil. Bu nedenle de Facebook’un ses kayıtlarının yazıya dökülme işlemini açıklayabilecek makul bir gerekçesi söz konusu değil. Bakalım, önümüzdeki dönemde teknoloji şirketleri ve kişisel veri güvenliği arasında nasıl gelişmeler yaşanacak?

Klavyelerimizle Vedalaşmaya Hazır Mıyız?

Son yıllarda çalkantılı dönemler yaşayan Facebook’tan dijital teknolojilerde çığır açacak dev bir adım geldi. Kullanıcıların düşünce gücüyle yazı yazmasını sağlayacak sistemle birlikte klavye kullanımı tarih olabilir. Kişilerin beyin dalgalarını okuyarak yazı yazmalarına olanak tanıyan teknolojinin yılsonuna kadar demosunun hazırlanması bekleniyor.

Dijital teknolojilerde kullanılan geleneksel yöntemleri unutun! Halihazırda birçok firmanın üzerine proje yürüttüğü insan ve makine ara yüzleri üzerine çalışmalarda ilk umut vadeden sonuç, Facebook’tan geldi. Facebook, geliştirmek üzere olduğu yeni bir teknoloji sayesinde teknoloji ve insan arasındaki tüm aracıları ortadan kaldırabilir. İlk kez 2017 yılında F8 konferansında dillendirilen kişilerin beyin dalgalarını okuyarak, klavyeye ihtiyaç duymaksızın, düşünce gücüyle mesaj ve e-posta hazırlayabilmesine yönelik proje, düşüncelerin makineler yardımıyla dile getirilmesinin yolunu açıyor.

İlk denemelerde başarı oranı yüzde 76

Facebook’un Kaliforniya Üniversitesi’nde çalışan araştırmacıları finanse ederek yürüttüğü önemli projenin çalışma prensibi basit. Cihaz, kişi bir cümle ya da kelimeyi düşündüğü anda sesli söylemesine ya da yazılı olarak belirtmesine gerek kalmadan beyin sinyallerine bakarak tutarlı tahminlerde bulunmaya çalışıyor. İlk denemelerde katılımcılara bir soru listesi dinletildi ve basit yanıtlar vermeleri istendi. Ardından da elektrotların okumaları gerçek zamanlı cevaplarla karşılaştırıldı. Yüzde 76’lık oranla doğruluk sağlanan sistemde ilk veriler yeterli görülmese de gelecek çalışmalar için önemli bir zemin oluşturur nitelikte. Üstelik yılsonuna kadar bir demo hazırlanması planlanan projenin tek takipçisi Facebook değil. Elon Musk’ın NeuraLink şirketi de benzer bir teknoloji geliştirmenin peşinde. Görünen o ki, klavyelerle vedalaşmamız pek uzun sürmeyecek.

Merkez Bankalarında Libra Hareketliliği

Facebook geçtiğimiz günlerde, kripto para birimi Libra’yı gelecek yıl piyasaya süreceğini  duyurdu. Facebook kamuoyuyla sadece kripto para planlarını paylaşmış olsa da şimdiden bu haber küresel finans kurumlarını harekete geçirmeye başardı. Nitekim Merkez Bankaları Facebook’un Libra haberinin ardından kendi dijital para birimlerini yaratma fikriyle daha fazla ilgilenmeye başladıklarını açıkladı.

Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’un geçtiğimiz günlerde kendi hesabı üzerinden yaptığı paylaşım gündeme bomba gibi düştü. Gönderide Facebook’un 2020 yılında yeni kripto para birimi Libra’yı ve dijital cüzdan Calibra’yı piyasaya süreceği belirtiliyordu. Küresel bir para birimi olarak sunulacak olan ve kullanıcıların çevirimiçi finansal hizmetleri kolaylaştırması hedeflenen Libra’yı kullanması beklenen markalar arasında Uber, Mastercard, Paypal, Sportify gibi şirketler yer alıyor. Libra banka hesabı olmayan kullanıcıların alışveriş ve para transferi gibi işlemlerini gerçekleştirmelerini sağlarken; Facebook Blockchain Birimi Başkanı David Marcus da Libra sayesinde dünya genelinde milyarlarca insana daha kapsayıcı ve açık bir finansal ekosisteme erişim olanağı sunulacağını belirtti.

 Piyasa beklenenden erken oluşabilir

 Facebook’un bu açıklamasının ardından Merkez Bankaları da kendi dijital para birimlerini yaratma fikriyle daha fazla ilgilenmeye başladıklarını açıkladı. Nitekim, “Merkez Bankalarının merkez bankası” olarak bilinen İsviçre merkezli Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) Direktörü Agustin Carstens da yaptığı açıklamada Merkez Bankalarının yakın bir zamanda kendi kripto para birimlerini piyasaya sürmeleri gerekebileceğini vurguladı. Kripto para birimleri üzerinde çoğu Merkez Bankasının çalıştığını ve kendilerinin de aynı şekilde çalıştıklarını vurgulayan Carstens, buna yönelik bir piyasanın beklenenden daha erken oluşacağını ve bu sebeple Merkez Bankalarının kendi dijital para birimlerini tanıtmaya hazır olmalarını istediklerini kaydetti.

Neden Bitcoin değil de Libra?

Libra’dan önce birçok Merkez Bankası,  Bitcoin ve Ethereum gibi kripto para birimlerinin dolar ve euro’ya karşı oldukça oynak olmaları nedeniyle para olarak değerlendirilemeyeceğini açıklamışlardı. Öte yandan Facebook’un Libra’ya yönelik yerleşik dünya para birimlerine değer veren yaklaşımının onu piyasada daha istikrarlı yapması bekleniyor. Aynı zamanda BIS’in yıllık raporunda yer alan dijital para birimlerine yönelik yazıda, teknoloji şirketlerinin desteklediği kripto para birimlerinin küresel finansta “hızla lider olabileceği” ve rekabet, istikrar ve sosyal refaha tehdit oluşturabileceği de belirtiliyor. Bu nedenlerle de Libra daha piyasaya çıkmadan sektörün ilgisini çekmiş ve ciddiyetini kazanmış durumda.

Şu an için Libra’nın piyasaya sürüldükten sonra nasıl bir etki yaratacağını kimse bilmiyor. Öte yandan Merkez Bankalarının, kendi dijital para birimlerini yaratma olasılığını açıkça tartışmaya açması, Facebook’un şimdiden geleneksel bankacılık sistemini ne kadar etkilediğini gösteriyor.

29 Milyon Facebook Kullanıcısının Hesabı Çalındı

Facebook geçtiğimiz günlerde bilgisayar korsanlarının hedefi olmuş, çok sayıda kullanıcının hesabı çalınmıştı. Facebook yetkililerinden konuyla ilgili açıklama geldi ve çalınan hesaplar hakkında bilgi verildi.

Sosyal paylaşım sitesi Facebook, 29 milyon kullanıcı hesabının güvenlik açığı nedeniyle hacklendiğini doğruladı. Facebook tarafından yapılan açıklamada iki hafta önce gerçekleşen güvenlik ihlali sırasında bilgisayar korsanlarının 29 milyon hesabın verilerine eriştiği ve başlangıçta düşünülenden 50 milyon daha az kişinin etkilendiği belirtildi.

Konuyla ilgili üzüntülerini dile getiren Facebook Başkan Yardımcısı Guy Rosen, “Her zaman hesaplara ulaşmak ve veri hırsızlığı yapmak isteyen hackerlara karşı tetikte olmalıyız” dedi.

Açıklamada 15 milyon kullanıcının isimlerine, e-posta adreslerine veya telefon numaralarına erişildiği, etkilenen hesaplardan 14 milyonunda ise memleket, doğum tarihi, ziyaret edilen yerler ve geçmiş aramaları gibi bilgilere ulaşıldığı belirtildi.

Facebook’un açıklamasında toplam 30 milyon kullanıcının güvenlik anahtarının çalındığı, 1 milyon kullanıcının ise herhangi bir bilgisine ulaşılamadığı vurgulandı. Ayrıca hackerların daha önce bilgilerini ele geçirdikleri kullanıcıların arkadaşlarına ulaşarak, hackledikleri hesap sayısını artırdıkları da belirtildi.

Konuyla ilgili konuşan güvenlik analisti Avivah Litan, e-postalar ve telefon numaralarının finansal hırsızlık için kullanılabileceğini belirtti.  Ancak son aramalar gibi daha detaylı kişisel bilgileri çalmanın ardındaki nedenlerin ne olabileceğinin merak konusu olduğunu da ekledi.

Veri ihlali ve Cambridge Analytica ile ilgili gizlilik skandallarından sonra Facebook’un 2 milyar aktif kullanıcısının güvenini yeniden inşa etmeye çalıştığı belirtiliyor. Ancak şirketin ihlalle ilgili yaptığı son açıklama bir kez daha kişisel verileri sosyal bir ağda paylaşmanın risklerini ortaya koydu. Gizlilik ve güvenlik kaygılarının dışında Litan, tüketicilerin sosyal ağlarda kişisel bilgilerini paylaşma konusunda ihtiyatlı olmaları gerektiğini belirtiyor.