Etiket - Avustralya

Tuzlu Su, Güneş Enerjisi Kullanılarak Arıtılacak!

Dünya üzerindeki tüm suyun yalnızca yüzde 3’ü kadarı içilebilir tatlı sudan oluşuyor. Nüfusun giderek artması ve temiz su kaynaklarının tükenmesi gelecekte temiz suya erişim konusunda insanoğlunu zorlayacağa benziyor. Bilim insanları özellikle tuzlu suyu içilebilir suya dönüştürmek için yeni yöntemler üzerinde çalışmaya devam ederken; Avustralya ve Çin’deki bilim insanlarından oluşan bir ekip, tuzlu suyu arıtmak için tamamen güneş enerjisinden faydalanan yeni bir yöntem geliştirdi.

Tuzlu deniz suyunu veya acı suyu, güvenli ve temiz içme suyuna dönüştürebilen bir teknoloji, dünya çapında milyonlarca yaşamı dönüştürme potansiyeline sahip… Bu yüzden de pek çok bilim insanı bu teknolojiyi geliştirebilmek için yeni projeler üzerinde çalışıp duruyor. Avustralya ve Çin’deki bilim insanlarından oluşan bir ekip, tuzlu suyu arıtmak için ısı ya da elektriğe ihtiyaç duymaksızın, tamamen güneş enerjisinden faydalanan yeni bir yöntem geliştirdi. Buna göre suyu sadece yarım saat içinde saflaştırmak için güneş ışığı ile birlikte metal-organik yapı bileşikleri (MOF) kullanılarak mevcut olandan daha verimli bir işlem gerçekleştirildi. Erken testlere göre bir kilogram MOF malzemesinden günde yaklaşık 139,5 litre temiz su üretilirken; suyun, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) resmi olarak önerdiği su saflığından bile daha temiz olması dikkat çekti.

Verimli ve sürdürülebilir

Ucuz, stabil, yeniden kullanılabilir ve DSÖ’nün standartlarını karşılayan bu yeni teknolojide, güneş ışığına sadece dört dakika maruz kaldıktan sonra, malzeme sudan emdiği tüm tuz iyonlarını serbest bırakıyor ve tekrar kullanılmaya hazır hale geliyor. Monash Üniversitesi’nden kimya mühendisi Huanting Wang, buharlaşma yoluyla gerçekleştirilen termal desalinasyon süreçlerinin yoğun enerji gerektirdiğine dikkat çekerek “Biz de bu hareketle gezegendeki en bol enerji kaynağını yani Güneş’i kullanıyoruz. Güneş ışığı, Dünya üzerindeki en bol ve yenilenebilir enerji kaynağı. Yenilenme için güneş ışığının kullanılması yoluyla yeni bir adsorban bazlı tuzdan arındırma sürecini geliştirmemiz, tuzdan arındırma için enerji açısından verimli ve çevresel açıdan sürdürülebilir bir çözüm sağlıyor” diyor.

Kalıcı çözüm uzakta değil

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünya çapında yaklaşık 785 milyon insan yaşadıkları yere yarım saatlik yürüme mesafesinde temiz bir içme suyu kaynağına sahip değil ve iklim krizi büyüdükçe, bu sorunun daha da kötüleşeceği düşünülüyor. Gezegendeki suyun yaklaşık yüzde 97’sini oluşturan tuzlu su bu ve benzer yöntemlerle insan kullanımı için uygun ve güvenli hale getirilirse, temiz su sorununa kalıcı bir çözüm bulunabilir. Wang ise “Çalışmamız, enerji talebini azaltmak ve suyu tuzdan arındırmanın sürdürülebilirliğini iyileştirmek için güneş enerjisinin kullanılmasına yönelik işlevsel materyallerin tasarımı için heyecan verici yeni bir yol sağlıyor” diyor.

Kaynak: https://www.sciencealert.com/new-material-makes-seawater-drinkable-in-minutes-and-is-cleaned-by-sunlight

Yapay Zekadan Grip Aşısı

Penisilin, kızamık, çocuk felci ve kuduz aşısı… Bunların hepsinin ortak özelliği dünyada milyonlarca insanın hayatını kurtarmaları ve bir insan tarafından geliştirilmeleri… Avustralya’da geliştirilen bir grip aşısı ise bu saydıklarımızdan daha farklı bir özelliğe sahip… Zira geliştirilen aşı bir yapay zekanın tasarladığı ilk aşı olma özelliğini taşıyor.

Flinders Üniversitesi’nde geliştirilen grip aşısı bir yapay zekanın tasarladığı ilk aşı oldu. Söz konusu aşının öncekilerden daha güçlü olduğunu söyleyen bilim insanı Nikolay Petrovsky, “Aşıyı bir aracın motoruna benzetirsek, bu motora ekleyebileceğimiz bir turbo şarj cihazı geliştirdik” diye konuşuyor. Aşıyla ilgili kısa süre içinde ABD’de 12 ay sürecek klinik testlere başlanacağını kaydeden Petrovsky, ilk defa bir insan tarafından icat edilmemiş bir aşının insanlar üzerinde deneneceğinin de altını çiziyor.

Sam’in önerisi işe yaradı

Bir özelliği de bağışıklık sisteminin griple mücadeledeki tepkisini güçlendirmesi olan aşının yapay zeka ile olan ilişkisine gelirsek… Aşıyı geliştiren yazılımın adı Sam ve bu yazılımın bilgi edinme ve bunlardan yeni fikirler yaratma gibi kabiliyetleri bulunuyor. Sam’in öncelikli olarak eğitildiğini söyleyen Petrovsky, işe yarayan ve işe yaramayan ilaçların örneklerini Sam’e tanıttıklarını anlatıyor. Sam’in söz konusu örneklerden sonra kendilerine yeni bir öneriyle geldiğini söyleyen Petrovsky, öneriyi incelediklerini, test ettiklerini ve işe yaradığını gördüklerini ifade ediyor.

İlaç da geliştirebilecek

Söz konusu gelişmenin aşı endüstrisinde bir devrim yaratacağına inananlar bulunuyor. Zira uzmanlara göre yapay zeka kullanımı aşı bulma sürecini hızlandırıyor ve maliyetleri düşürüyor. Nitekim büyük firmaların yaklaşık 5 yıl boyunca binlerce çalışanla bir aşıyı ürettiğini ve bunun da yüz binlerce dolara mal olduğunu kaydeden Petrovsky, buna karşılık kendi ekibinin bu yeni aşıyı yapay zekanın yardımıyla geliştirmelerinin sadece iki yıllarını aldığını söylüyor. Üstelik Petrovsky,20 yıl içerisinde yapay zekanın ilaç geliştirmede de kullanılabileceğini belirtiyor