Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları 53 yaşındaki birine ait cilt hücrelerini 30 yaş gençleştirdi. Aynı işlemi vücuttaki diğer dokularla da yapabileceklerine inandıklarını belirten ekibin amacı; bu çalışmayla birlikte diyabet, kalp hastalığı ve nörolojik bozukluklar gibi yaşa bağlı hastalıklar için tedaviler geliştirmek.
Cambridge’deki Babraham Enstitüsü araştırmacıları, üzerinde çalıştıkları yöntem sayesinde cilt hücrelerini başarıyla gençleştirdiğini duyurdu. Buna göre bilim insanları, yetişkin cilt hücrelerini normalde 30 yaş daha genç görünecek ve davranacak şekilde yeniden programladı.
Tekniğin kökenleri, Roslin Enstitüsü araştırmacılarının bir koyundan alınan yetişkin bir meme bezi hücresini embriyoya dönüştürmek için bir yöntem geliştirdiği 1990’lı yıllara dayanıyor. Roslin ekibinin amacı koyun veya insan klonları oluşturmak değil, bu teknikle “embriyonik kök hücre ” oluşturmaktı. Bu kök hücreleri ise hasta organların yerini almak üzere kas, kıkırdak ve sinir hücreleri gibi belirli dokulara dönüştürülebilmeyi umut ediyorlardı.
Bu teknik, 2006 yılında Kyoto Üniversitesi’nde Prof. Shinya Yamanaka tarafından basitleştirildi. “IPS” adı verilen yeni yöntem, yaklaşık 50 gün boyunca yetişkin hücrelere kimyasal eklemeyi içeriyordu. Bu, yetişkin hücreleri kök hücrelere dönüştüren genetik değişikliklerle sonuçlandı.
Yaşa bağlı değişiklikler yok oldu
Prof. Wolf Reik’in başkanlığını yaptığı araştırma ekibi, 53 yaşındaki cilt hücrelerinde IPS tekniğini kullandı. Ancak kimyasal banyoyu 50 günden 12 güne indirerek bu süre zarfında hücreleri dört moleküle maruz bıraktı ve doğal koşullar altında büyümelerini sağladı. Araştırmacılar, hücrelerdeki kolajen üretimini inceleyerek cilt hücrelerinde yaşa bağlı değişikliklerin ortadan kalktığını ve geçici olarak kimliklerini kaybettiklerini buldu. Ardında, normal koşullar altında bir süre büyüdükten sonra hücrelerin yeniden deri hücreleri gibi davranmaya başladığını keşfetti.
Hücrelerin embriyonik kök hücrelere dönüşmediğini ifade eden, araştırma ekibinden Dr. Dilgeet Gill, “Bu hücrelerde gençleşme olduğunu ve sanki 23 yaşında birinden alınmış gibi görünen ve davranan cilt hücreleri elde ettiğimizi görünce çok şaşırdım. Sonuçları incelediğim gün, bazı hücrelerin olması gerekenden 30 yaş daha genç olduğunu görünce inanamadım. Çok heyecan verici bir gündü!” şeklinde konuştu.
İleriye dönük kritik bir adım
IPS yöntemi, hücrelerde kalıcı genetik değişiklikler yaratması nedeniyle kanser riskini artırıyor ve bu da şimdilik klinik olarak uygulanmasını engelliyor. Prof. Reik, artık hücreleri gençleştirmenin mümkün olduğu bilindiğinden, daha güvenli bir yöntem bulabileceğini ve uzun vadeli amacının insanların daha sağlıklı bir şekilde yaşlanmasını sağlamak ve yaşam süresinden ziyade sağlıklı geçen süreyi uzatmak olduğunu belirtti.
“Bu tür şeyleri hayal ediyorduk. Birçok yaygın hastalık, yaşla birlikte daha da kötüleşiyor ve insanlara bu şekilde yardım etmeyi düşünmek çok heyecan verici.” diyen Prof. Reik, çalışmanın henüz çok erken bir aşamada olduğunu da vurguladı. Çalışmayı laboratuvardan çıkarıp kliniğe taşımadan önce üstesinden gelinmesi gereken birkaç bilimsel sorun olduğunu vurgulayan Prof. Reik’e göre hücre gençleştirmenin mümkün olduğunu ilk kez gösteriyor olmak ileriye dönük kritik bir adım.
Prof. Reik, ayrıca, bu tekniğin ilk uygulamalarının, yaşlı insanların vücudun kesilmiş veya yanmış bölgelerindeki iyileşmeyi hızlandırmanın bir yolu olarak deriyi gençleştirecek ilaçlar geliştirmek olabileceğini de belirtti. Araştırmacılar, bir yarayı simüle eden deneylerde, gençleşmiş cilt hücrelerinin daha hızlı hareket ettiğini göstererek, prensipte bunun mümkün olduğunu gösterdi. Ekibin bir sonraki adımı ise teknolojinin kas, karaciğer ve kan hücreleri gibi diğer dokular üzerinde çalışıp çalışmayacağını görmek.
Kaynak: https://www.bbc.com/news/science-environment-60991675